İstanbul Psikodrama Enstitüsünün Kuruluş Öyküsü

İSTANBUL PSİKODRAMA ENSTİTÜSÜ 30. KURULUŞ YILI

 

İstanbul Psikodrama Enstitüsünün kuruluş tarihi esasen yaklaşık bundan 40 yıl öncesinde kurduğum bir rüyaya dayanmaktadır. 1983 yılında Ankara Üniversitesi DTCF’nde bir psikoloji öğrencisiyken katıldığım Bergama Grup Psikoterapileri Kongresine kadar uzanır. Bergama Asklepion J.L. Moreno’nun öğrencisi Grete Leutz tarafından o tarihlerde yeni keşfedilmişti. Daha önceleri aynı kongre Ankara’da düzenleniyordu ve Grete Leutz, Ankara’ya eğitimler için geliyordu ve Almanya’da Abdülkadir Özbek ile tanışmaları ve onun psikodrama eğitimlerine başlamaya karar vermesi ile tüm bu gelişmeler yaşanmıştı. Grete, Bergama Asklepion’nunun en eski ruhsal şifa merkezlerinden birisi olduğunu öğrenmesi ile birlikte yaptığı teklifle kongre 1976 yılında Bergama’da düzenlenmeye başladı. Konuklar Dikili’de kalıyor ve kongre için Bergama’ya kara yoluyla kısa bir mesafe olması nedeniyle gidilip geliniyordu.

Bu kongrelerden birinde, kongrede o dönemde öğrencilerin grup çalışmalarına katılamamasına rağmen Prof Dr. Engin Gençtan yürüttüğü varoluşçu grup psikoterapisi uygulamasına beni kabul etmişti. Bu benim için oldukça öğretici bir deneyim olmuştu. Aynı yılın (1983) sonbaharında bölümdeki profesörüm Psikanalist Prof. Dr. Neriman Samurçay kendisine yapılan bir davetten bahsetti. Ankara’da ilk kez bir psikodrama grup psikoterapisi eğitimi açılacaktı ve kendi bu eğitim grubuna davet edilmişti. Benim Bergama Grup Psikoterapileri Kongresine katıldığımı da duymuştu ve ilgimi anlamıştı. Kendisi yerine benim gruba katılmak isteyip istemediğimi sordu ve ben hiç tereddüt etmeden bu teklifi kabul ettim. İlk grup çalışmaları gerçekten de çok etkileyici geçti, psikoterapinin mutfağını çok farklı bir sistemden görmek gerçekten ufuk açıcıydı. Grup, Dr. Abdülkadir Özbek tarafından yürütülüyordu ve ilkbahar ve yaz dönemlerinde Grete Leutz ve Almanya Uberlingen Moreno Enstitüsünden ve Avrupanın farklı bölgelerinden gelen konuk psikodramatistler eğitimimize destek veriyorlardı. Abdülkadir Özbek’de aynı zamanda kendi eğitimini tamamlama sürecindeydi ve çalışmalarını sürdürüyordu. Eğitimlerimize katılan konuk terapistler arasında Grete Leutz, (Almanya), Helmuth ve Elenor Barz (İsviçre) ve Eric Franzke’nin (İsveç), benim için oldukça büyük önemleri vardır.  Psikoloji eğitim sürecimin ilk yılının sonunda artık gelecekte ne yapacağım benim için oldukça netti. Önümde Türkiye’de bir örnek olmasa da bir “Grup Psikoterapisi Enstitüsü” kurmaya o zamanlar karar vermiştim. İşte rüyam burada kurulmaya başladı. Bu hedefe nasıl ulaşacağım konusunda ise doğal olarak bir planım yoktu ve esasen gerekli de değildi. Hedef belli idi ve oraya gitmek artık işin göreceli olarak daha kolay kısmıydı. 

Yaşamım boyunca hedefi olmayan ve bir hedef arayan ya da başkalarının hedeflerini satın almaya çalışan insanların yaşadığı zorlu psikolojik süreçlere şahit olmuşumdur. Doğrusu hedefler arayarak bulunmaz, onlar içinizde bir yerlerde durur ve sonra karşınıza çıkarlar ve siz ya sahiplenirsiniz ya da onu görmezden gelirsiniz. Görmezden gelenler ya da hedeflerinden kaçanlar asla arayarak bir hedef ya da amaç yaratamazlar. Bir hedefiniz olduğu an tüm eylemleriniz o hedefe hizmet etmeye başlar, zihniniz motive olur, seçimleriniz ona göre şekillenir ve tüm çevre ile iletişiminiz bu hedefe göre biçim alır. Ben ve hedefim bu süreci açıklayan ve gözler önüne seren ilginç bir örnektir. 

 İlk olarak Ankara’da benim öncülüğümde Doç. Dr. Haluk Özbay ile 1995 yılında kuracağımız AGİ (Ankara Grup Psikoterapileri Enstitüsü) ve sonrasında 1997 İstanbul’a taşınan ve yeni bir isim alan İstanbul Psikodrama Enstitüsü yıllar önce kurulmuş olan bu rüyanın ve büyük hedefin ürünleridir. Bu büyük bir rüyaydı ve fazlasıyla gerçekleşti. 2025 Yılında Enstitümüzün 30. Kuruluş Yıldönümünü Kutluyoruz. Ankara’daki eğitim grupları ile başlayan süreç İstanbul’da grupların kurulması ve benim ve Haluk Özbay’ın her iki şehirde eğitimleri yönetmeye başlamamızla devam etti ve önce aramıza katılan Neşe Karabekir ve daha sonrasında yeni eğitmenlerin yetiştirilmesi ve aramıza katılması, Ankara, İzmir ve Kayseri’de İPE ye bağlı enstitülerin kurulması sürecin büyük adımlarıdır. Merih Ünsal ve Şeref Algur kendi kurdukları enstitüler ile bayrağı daha da ileri bir hedefe taşıdılar ve yapılanmamızı tüm Anadolu’ya yaydılar.

Bir hedef için yola çıktığınızda yol her zaman irili ufaklı engebeler ile doludur ve bu doğaldır. Ve fakat hedefiniz büyük ise ve sizi taklit edenler ve maalesef kötü niyetle rekabete girenler varsa daha fazla engelle karşılaşabilirsiniz. Bunlar esasen genellikle motive edicidir. Bir bilge öğretmen şöyle demiştir: “Dostlarınıza kötülük yapmak istiyorsanız onları övün”. Bu düşünceden hareketle söyleyebilirim ki bana kötü niyetle karşı duranlar yıllar boyu elbirliği ile benim motivasyonum ve yaratıcılığım için çalışmışlardır. Onlara teşekkür borçluyum.

Tekrar tarihin yapraklarına dönersek; Ankara’da kurulan ve benim de katıldığım ilk iki eğitim grubundan sonra sırası ile İzmir ve İstanbul’da da eğitim grupları yürütülmeye başlandı. Abdülkadir hocanın başkanlığını yürüttüğü Ankara Grup Psikoterapileri Derneği çatısı altında eğitimler sürerken İstanbul ve İzmir’de de iki dernek paralel olarak kuruldu. Çalışmalar böylece daha çok uzman adayına ulaştı. Ankara merkezli yürütülen çalışmalar, yapılan maraton gruplar ve Bergama’da düzenlenen Grup Psikoterapileri Kongresi ile ilerliyordu. Tüm eğitimler yeni başlamıştı ve dolayısıyla süreç doğal olarak bir miktar uzuyordu ve doğal olarak bazı düzensizlikler oluyordu. Devam eden yıllarda 1994 Ankara Grup Psikoterapileri Derneğinin genel sekreterliği görevini üstlenip Abdulkadir Özbek ile birlikte yönetimde çalıştım ve iki kez Bergama kongresinin düzenlenmesinde yönetici rolü üstlendim. Grete Leutz, Abdülkadir Özbek ve Eşi Velhan Özbek ile birlikte benim külüstür arabamın içinde Bergama Kaymakamını, Belediye Başkanını ziyaretlerimiz ve Bergama Dikili arası seyahatlerimiz bugün dahi hafızalarımda canlıdır. Kız kardeşim de o dönemde bir psikolog olarak kongreye katıldı ve onun katılım belgesindeki imzam hala duvarımızı süslemektedir.

Eğitimler başladıktan yaklaşık 6-7 yıl sonra bir Bergama Kongresinde 26 Mayıs 1991 de ilk psikodrama yardımcı terapistlik diplomanı aldım. Eğitimlere devam edip üst aşlamayı bitirmeme oldukça az bir süre kaldığında Abdülkadir hoca iki yardımcı terapist ile birlikte bana bir psikodrama eğitim grubu verdi. Bu grup o dönemde klinik şefliğini Doç. Dr. Psikiyatrist Haluk Özbay’ın yaptığı SSK Dışkapı Hastanesi Psikiyatri Kliniği grup odalarında başladı. O grup odalarının, kayıt cihazlarının ve aynalı odaların inşası Haluk Özbay’ın o dönemdeki başarılarından yalnızca bazılarıdır. 

Tekrar biraz geriye gidersek, kendi eğitimin üçüncü yılında ilginç bir gelişme yaşandı. Abdülkadir hoca hala öğrenci olman nedeniyle eğitime devam edemeyeceğimi bir eğitim grup oturumundan sonra bana iletti. Bu benim için iki anlamda şok etkisi yarattı. Birincisi onca şey paylaştığım grup artık benim için var olmayacaktı ve bu sarsıcıydı, ikincisi ise planladığım hedef bir miktar gecikecekti. Bu kararda yanlış bir şeyler olduğu duygusuyla Almanya’ya, Grete Leutz’a bir mektup yazmaya karar verdim. Mektupta psikodrama grup psikoterapisi alanında uzmanlaşmaya kararlı olduğumu ve ileride bu konuda çalışacağımı net bir şekilde iletim. Yaşanan gelişmelerin terapötik olarak doğru olmayabileceğini ve yanlış bir sürecin yaşanmakta olabileceğini dile getirdim. O mektupta şöyle bir cümle yazdığımı çok net hatırlıyorum. “karar ne yönde olursa olsun Türkiye’de psikodrama grup psikoterapisi çalışmaları yürütmeye oldukça niyetliyim”. 

Bu mektubum her anlamda adresine ulaşmıştı. Dört beş ay sonra Bergama Grup Psikoterapileri Kongresinde tekrar tüm uzmanlar ile buluştuk. Bir süredir grubumdan uzakta kalmıştım. Gündüzleri yürütülen konferanslar ve akşamüstü yapılan gruplarla çalışmalar ve kongre devam ediyordu. Kongre sırasında bir sabah kahvaltısında Abdülkadir Özbek yanıma yaklaşıp “Deniz’ciğim bir hata olmuş sen bu sene sonbaharda tekrar gruba devam edebilirsin” dedi. Bu benim için güzel ve anlamlı bir haberdi. Yaşanan bu süreç ile ilgili grup üyeleri arasında paylaşımlar grup dışında yapılsa da Lider bu konuyu hiçbir zaman dile getirmedi.  J.L.Moreno’nun vizyonunun genişliği, kabul ediciliğinin sonsuz potansiyeli altında büyümüş olan Grete için bu konunun muhtemelen grup içinde ele alınmış olabileceğini düşünmesi oldukça doğaldır. 

Enstitünün kuruluşundan otuz yıl sonra bugün, Moreno’nun kurduğu ikinci büyük dernek olan IAGP - Uluslararası Grup Psikoterapileri Derneği’nin yönetim kurulu üyesiyim ve geriye baktığımda söylediğim hemen hemen her cümlede ve yaptığım hemen hemen her eylemde oldukça kararlı olduğumu ve haklı çıktığımı bir kez daha anlıyorum. 

Süren eğitim yıllarım içinde 1994 Bergama Grup Psikoterapileri Kongresi düzenleme kurulunda yer aldım, düzenleme komitesinin başkanlığını ve diğer kayıt işlerini yürüttüm. Bunlar sistemi ve uzmanları tanımam için güzel fırsatlar oldu. Abdülkadir hocanın ve eşinin bana gösterdiği güven için kendilerine teşekkür borçluyum. 

Yıllar geçmişti ve Psikodrama Grup Psikoterapisi mezuniyet tezimi (1994) Abdülkadir Özbek ve Grete Leutz’a sunduktan kısa bir süre sonra ki bu tez Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde tez danışmanın Prof. Dr. Etem Özgüven danışmanlığında yapıldı ve “Psikotik, Nevrotik ve Normallerde Sosyal Atomların Karşılaştırılması” adını taşıyordu.  Bu sıralarda Haluk Özbay, Abdülkadir Özbek ve ben bir küçük toplantı gerçekleştirdik. Ben Abdülkadir hocanın yönetiminde yeni bir yapılanma önerdim ve böylelikle eğitimlerin daha düzenli olabilmesini sağlayabilecektik, Abdülkadir hoca tüm gruplara yetişemiyordu ve eğitimleri denetleyemiyordu. Anladığım kadarıyla hoca bu önerime sıcak bakmadı ya da önerimi olduğu şekliyle doğru değerlendirmedi. Önerim sistemin iyileştirilmesini hedefliyordu ve benim sisteme olan bağlılığımla ilgili bir öneriydi. Dr. Haluk Özbay ile daha sonra yaptığımız bir konuşmada hocanım bu öneriyi yanlış anlayabileceği yönünde bir fikri olduğunu paylaşmıştır. İlerleyen zamanlarda hoca ile bir bağlantısızlık aramızdaki iletişime hakim oldu. Sanırım Haluk Özbay hissettiklerinde haklıydı.

Yaklaşık bir yıl kadar bekledikten sonra hala üst aşama psikodrama terapisti diplomam elime geçmemişti. Süreç bir şekilde duraksamıştı, nedeni hala benim için net olmasa da bir şeylerin ters gittiği belliydi. Bu süreç çözümsüz gibi duruyordu. Bir süre sonra benim önerimle Psikiyatrist, Doç Dr. Haluk Özbay ile bir eğitim enstitüsü kurmaya karara verdik. AGI-Ankara Group Psychotherapy Institute ya da AGE-Ankara Grup Psikoterapileri Enstitüsü böylece kurulmuş oldu. Ben enstitü başkanlığını yürütürken Haluk Özbay’da Genel Koordinatörlük rolünü üstlendi. Daha sonraları Prof. Dr. Erol Göka’da enstitüye katılacak ve eğitim grubu yürütmeye başlayacaktı. Bu girişimi Psikanalist Ülkü Gürışık gibi birçok ünlü uzman oldukça desteklediler. Ben, Haluk Özbay ve Erol Göka eğitmenler olarak grupları yürüttük. Enstitü bu dönemde yavaş yavaş İstanbul’a açılmaya başladı ve orada da eğitim grupları kuruldu. Enstitü kurulduktan yaklaşık bir iki yıl sonra tüm öğrencilerimiz ile birlikte Bergama Kongresine Katıldık, bu bizim için bir tekrar buluşma ve bağ kurma girişimidir. Ben ve Psikodramatist Haluk Özbay ve Erol Göka zaten bu oluşumun ilk parçalarındandık. Ve fakat kongrede sistemli bir şekilde dışlanmaya ve hakkımızda yapılan kötü propagandaya maruz kaldık. Kongreye katılan yabancı konuk terapistlere de bu yönde telkinler yaptıklarına tanık olduk. Öğrencilerimizin enstitüye vermek üzere hazırladıkları “konuk terapist çalışmaları” ile ilgili imza kağıtlarını imzalamadılar ve onlara sizi enstitü olarak tanımıyoruz dediler. Bu planlı, sistemli hata çok düşündürücü olan tavır herkesi oldukça üzdü. Bunun arkasında nasıl bir duygu yatmaktaydı? Bizler ve öğrencilerimiz bir daha o kongreye katılmadık. Onlarla yolumuzun ayrı olduğu artık bizim için çok netti. Yıllar önce Grete’ye yazdığım mektupta olduğu gibi ben yoluma devam edecektim. Bu yeni bir dönemim net bir başlangıcı olmuştur.

Eğitim gruplarının sayısının İstanbul’daki hızlı artışı benim ve meslektaşlarımın neredeyse her hafta sonunu İstanbul’da geçirmemize sebep oluyordu, bu durum artık İstanbul’a taşınmamızı zorunlu hale getiriyordu. Böylelikle Ankara Grup Psikoterapileri Enstitüsü’nün kuruluşundan 2 yıl sonra enstitü merkezi benim ile birlikte İstanbul’a taşındı. Tabi enstitüye yeni bir isim gerekli oldu ve İstanbul Psikodrama Enstitüsü (İPE) “-Istanbul Psychodrama Institute (IPI) olarak yapılanmamızı gerçekleştirdik. Enstitünün ilk ismi daha kapsayıcı bir isim olsa da asıl alanımız vurgulayan bir isim seçmemiz daha da uygun olmuştur. Ankara Grup Psikoterapileri Enstitüsü çatısı altında benim planlarını yaptığım ve bir kısmını geliştirdiğim 15 kadar alana dair uygulamalı özel seminerleri de yeniden yapılandırarak psikodrama grup psikoterapisi alanına özel hale getirdik.

Enstitü kurulmadan önce Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi uzmanlarının bana daveti ile orada başlayan psikodrama grup psikoterapisi grubu eğitim grubuna dönüştü ve ek olarak İstanbul’da 3 grup daha kısa sürede başladı. Bir süre hastanenin salonlarını eğitimler için kullandıktan sonra İstanbul Belediyesi’nin Taksim’deki kütüphanesi salonlarını kullanmaya başladık. Bu sıralarda henüz İngiltere’de başladığı psikodrama grup psikoterapisi eğitimini tamamlamamış olan Neşe Karabekir enstitünün İstanbul gruplarının koordinatörü olarak ve aynı zamanda İstanbul 1 numaralı eğitim grubunun üyesi olarak aramıza katıldı. Neşe Karabekir’in mezuniyetinden sonraki dönemlere denk gelmek üzere Neşe Karabekir’in ve benim uluslararası bağlantılarımız yardımı ile enstitü gitgide artan sayıda konuk uzmanları da eğitimlere davet etmeye başladı. Neşe Karabekir’in mezuniyetinden sonra o ve ben eğitim gruplarını uzun bir süre iki eğitmen olarak yürüttük. İstanbul Psikodrama Enstitüsü’ne dönüştükten sonra Nişantaşı’ndaki ilk binamıza taşındık.  Bu dönemde uluslararası toplulukla yakın ilişkiler kurduk. Enstitüye davet ettiğimiz ve beraber çalıştığımız uzmanlar arasında: Anna Chesner, Sue Daniel, Jacquie and Bob-Siroka, Chris Farmer, Marisol Bouza Filgueira, Jacop Gershoni, Christina Hagelthorn, Kate Hudgins, Dr. Sue Jennings, Marcia Karp, Peter Felix Kellerman, David Kipper, Kate Kirk, Jeanne Burger, Paul Holmes, Laila Kjellström, Eva Levaton, Louise Lipman, Joseph Moreno, Zerka Moreno, Yacov Naor, Elaine Sachnoff, Eberhard Scheiffele, Gong Shu, Bob Siroka, Ron Wiener, Paul Wilkins, Liz White, Judith Teszary  gibi önemli uzmanlar bilgilerini çeşitli atölyeler içinde bizimle paylaştılar.

Bu uzmanlardan Zerka Moreno’nun oldukça ayrı bir yeri vardır. J.l. Moreno’nu eşi Zerka 2000 yılında Türkiye’ye yalnızca bir kez gelmiştir ve bizimle geçirdiği dönem boyunca yaptığımız atölyeler ve konferans süresince çok önemli paylaşımlarda bulunmamızın kapıları açılmıştır. Bu dünya için milenyum olduğu kadar enstitümüz içinde olmuştur. Zerka Moreno Dünya’da 4 adet bulunan Uluslararası Zerka Moreno Enstitüsü ismini bize vermeyi uygun görmüş ve onurlandırmıştır. İlginç bir gelişme olarak daha sonra bana bir jest yapmış ve kendi imzası ile Psikodrama Grup psikoterapisi diploması yollamıştır. Bu yapılan etik bir hatanın düzeltilmesi olarak yorumlanmıştır.

Enstitü böylelikle yepyeni bir sürece girdi, bugün sayısı yediye ulaşmış olan kitaplarımızı bu dönemde yazmaya başladım. Bu kitaplardan beşi bana aittir ve iki kitap ise çok yazarlıdır. Bunlar dışında iki çeviri kitaba da imza attık. Ankara’da Devlet Tiyatroları Yönetmeni Vacide Öksüzcü ile başladığım Tiyatroda Psikodrama uygulamalarına İstanbul’da da Mustafa Avkıran ve Övül Avkıran’ın 5. Sokak Tiyatrosu ile devam ettim. Enstitü olarak okullarda psikodrama, sosyodrama ve sosyometri uygulamalarını başlattım ve şirket eğitimlerinde sistemin kullanımı tanıttım. Bugüne kadar yüzlerce ulusal ve uluslararası kongrede alan ile ilgili sunumlar, paneller ve atölyeler düzenledik. Sosyal medya hesaplarımız bu tarihçenin son dönemine tanıklık etmektedir. Enstitü olarak birçok toplumsal projeye imza attık. Bolluca Çocuk Köyü Eğitim Projesi ve ülkenin yaşadığı depremlerde ürettiğimiz yardım projeleri bunlara örnek olarak verilebilir. Van’da düzenlenen Türkiye Futbol Federasyonu’nun çocuklar için yarattığı futbol kamplarının eğitim projesini üstlendik ve uzmanlarımız aracılığı ile gerçekleştirdik.

İstanbul Psikodrama Enstitüsü aynı süreçte bir başka arenada da çalışmalarını yürütüyordu. Enstitü kurulduktan kısa bir süre sonra Avrupa’da henüz kurulmuş olan FEPTO (Federation of Europian Psychodrama Training Organization) üyeliğine 1999 yılında kabul edildi. Bundan yaklaşık iki yıl sonra FEPTO’nun da üyesi olduğu EAP (Europian Association For Psychotherapy) üyesi olarak akredite eğitim kurumu olduk. Aynı yıllarda IAGP (International Association for Group Psychotherapy) organizasyonel üyesi olduk. Tüm bu gelişmeler benim 2023 yılında IAGP’nin yönetim kurulu üyeliğine seçilmem ile birlikte önemli bir noktaya geldi. Hiçbir şey tesadüf değildir, bütün gelişmeler, çalışmanın, inancın ve vizyonun bir sonucudur. IAGP nin yönetim kuruluna seçildiğim dönemde IAGP’nin 50. Kuruluş Yıl Dönümünü kuruluş yeri olan İsviçre-Zürih’de benim kutlama komitesi başkanlığımda bir kongre ile kutladı. Bu bana göre tarihsel bir gelişimin ve benim Moreno’ya bağlılığımın bir sonucuydu. IAGP, J.L. Moreno’nun dünyada kurduğu ikinci dernektir ve alanda önemli bir öncü rol oynamıştır.

Biraz geriye gidersek; eğitimlerimizi uzun süre ben ve Neşe Karabekir birlikte yürütürken artık yeni eğitmenleri aramıza katmanın zamanı gelmişti. Beşer yıl ara ile gerçekleştirdiğimiz iki ayrı eğitici eğitmenliği çalışmasını tamamladık ve bugün enstitümüzde benim dışımda Neşe Karabekir, Esra Bilik, Begüm Kodalak, Merih Ünsal, Şeref Algur, Esra Taşdemir Seyitoğlu, Muharrem Çapkın, Özge Erel, Gülay Karaman, Refika Yazgaç, Ecem Demirel grup eğitmenleri olarak çalışmalarını sürdürüyorlar.  Senem Eke Yıldız, Fatma Nur Bayram ise tez danışmanlığı ve süpervizör rollerini yerine getiriyorlar.

Şeref Algur bundan 15 yıl önce Kayseri Psikodrama Enstitüsünü, Merih Ünsal ise Ankara-İzmir Pusula Psikodrama Enstitülerini kurdular ve İstanbul Psikodrama Enstitüsüne bağlı olarak eğitimlerini Ankara, İzmir, Kayseri, Sivas, Antep, Mersin’de yürütüyorlar.

Bundan sekiz yıl önce enstitü olarak BAU’da (Bahçeşehir Üniversitesi) “Psikodrama Grup Psikoterapisine Giriş” dersini başlattık ve sürdürüyoruz. Enstitü olarak akademik dünyaya makaleler ve konferanslarla da katkılar da sunduk. Son olarak aynı üniversitede 30. Yılımıza Özel “30. İstanbul Psikodrama Konferansını Düzenledik” konusu “Psikodramada Rüyalar ve Semboller” olarak belirlenmişti. Tabi ki tesadüf değildir. J.L.Moreno’nun büyük rüyasının bir parçası olan bizim rüyamızın gerçekleşmesini kutladık. Bize rüya görme cesaretini öğütleyen bu deha insana teşekkürlerimizi sunuyorum.

Enstitüleri kurmadan önce başladığım ve sonra da devam ettiğim, Psikodramatist olarak sorumluluğumuz olduğunu düşündüğüm ve isim babası olduğum “Psikodrama Yaşantı Gruplarını” 25 yıldan fazla yürüttüm. Daha sonraları Esra Bilik de bu sürece katıldı. Birçok uzmanımız zaman zaman yaşantı grupları kurdular. Şimdilerde Esra Bilik, Muharrem Çapkın, Gülay Karaman, Refika Yazgaç ve Gizem Sezan Gezen’de bu yaşantı grupları yönetme sürecine katıldılar.

Enstitümüz bu yıl 30. Kuruluş Yıl Dönümünü Kutlamaktadır. Diğer enstitülerimizde yakın zamanda 15. Kuruluş Yıldönümlerini kutlamaya başlayacaklar. Bu büyük bir grurdur. Moreno’nun bir sözü çok önemlidir. Şöyle der: “Zaman Kurtarıcıdır”. Zaman beni ve ürettiklerimi onurlandırdı ve bugün olduğumuz noktaya taşıdı. Diğer enstitüden bir eğitmen 15 yıl önce bir FEPTO toplantısında bir araya geldiğimizde yapılan büyük grupta bana şöyle demişti “direncine hayranım!” O sırada tüm süreci bilen biri olarak Grete Leutz’un gözlerinden yaşlar süzüldüğüne tanık olduk. Ben ve enstitü olarak biz, çalışmaya inanırız, başka tüm süreçler yanlıştır ve insanlar ve gruplar genellikle başkaları için ne arzu ederlerse kendilerini de aynı niyetin içine sokmuş olurlar, bu çok tehlikelidir. İyiyi istemenin sahip çıkılacak en doğru yol olduğunu düşünüyorum. Deneyerek, yanılarak, öğrenerek ve üreterek bu günlere geldik ve devam edeceğiz

Bana, Ankara Grup Psikoterapileri Enstitüsünü (AGİ) kurarken desteğini esirgemeyen Haluk Özbay’a, daha sonraki süreçte enstitüyü İstanbul’a taşınma sürecinde, İstanbul Psikodrama Enstitüsü’nün (IPI) kuruluşunda ve devamında desteğini sunan Neşe Karabekir’e ve sonrasında tüm emeği geçen eğitmenlerimize, süpervizörlerimize ve enstitü başkanlarımıza teşekkür ederim. Ankara’da 5 eğitim grubu kurduktan sonra İstanbul 1 grubu ile başlayan süreç bugün İstanbul 65 grubu ile devam ediyor, toplam 70 grup kurulmuş, bu hesaba diğer Ankara, İzmir, Kayseri, Mersin, Antep, Sivas gruplarını da katınca enstitü çatısında toplam 90 kadar grup kurulmuş durumda, enstitü üst aşama grupları geleneksel olarak eski grup numaralarından birisini taşıdığı için kurulmuş olan 20 kadar üst aşama eğitim grubunu da ayrıca hatırlamak gerekir, 1500 e yakın uzman ya da uzman adayı ile buluştuk, enstitümüzü tercih eden tüm öğrencilerimize ve mezunlarımıza da ayrı bir teşekkür gerekir. Tüm mezunlarımızın listeleri ve Üst Aşama Mezunlarının Tezleri web sayfamızda yüklüdür. Onlar enstitünün psikodrama grup psikoterapisi eğitim hedefinin en önemli parçalarıdır. 

30. KURULUŞ YILDÖNÜMÜMÜZ KUTLU OLSUN.

Deniz Altınay
İstanbul Psikodrama Enstitü'sü Başkanı.